Honduras’ta yaşanan kuraklık sebebiyle ekinler hasar görürken, açlıkla yüzleşen kahve üreticileri evlerini terk etmeye başladı
Ekolojik sorunlardan, küresel ısınmadan kimsenin kaçarı yok. İklime bağlı yaşayanlar; üreticiler, köylüler, bu sorunları daha ciddi ve derinden hissederken, şehirlerde kümelenenler de hem kirlilikle hem de yaşam kalitesinin düşüşüyle bu sorunları yaşayacak gibi duruyor. Biz de kahve fiyatları ile ilgili haberleri okurken bir anda kendimizi yaşamsal bir krizi okurken bulduk. Anlatalım: Son birkaç hafta içinde kahve fiyatlarında yüzde 20 civarında bir artış yaşandı. Kısa sürede böyle bir artışın biraz beklenmedik olduğunu söyleyebiliriz ancak uzun vadede fiyatlarda yükseliş kaçınılmaz gibi duruyor. Kahve sektörü gün geçtikçe büyürken, ekolojik sorunlar yaşama dair her şeyi tehdit ediyor.
Açlık tehlikesi
Peki bu kısa süreli hızlı artışın sebebi nedir? İşte burada aslında yaşamsal bir krizle karşı karşıya kalıyoruz. The Wall Street Journal’da yer alan araştırmaya göre, Arabica kahve çekirdeği üretiminde ilk beş ülke arasında yer alan Honduras’ta yaşanan kuraklık, bu yükselen fiyatların birinci dereceden sebebi. Kuraklık kahveyi doğal olarak etkilediği gibi, ortaya çıkan sonuç, üreticilerin de kahve üretiminden vazgeçmesine sebep oluyor. Öyle ki kuraklık ülkede birinci sorun haline gelmiş durumda. Honduras’ta bugün, yarım milyondan fazla insan, masasına yemek koymakta zorluk çekiyor. Uzun kuraklık dönemleri ve kısa yağmurlar, yalnız kahve üreticilerini değil, bütün çiftçileri vuruyor.
Salgın hastalık plantasyonları yok ediyor
Tüm bunların yanında kuru hava sebebiyle ortaya çıkan zehirli mantarların sebep olduğu salgın, bir kanser gibi yayılarak kahve plantasyonlarının yok olmasına yol açıyor. Sonuç olarak yaşadıkları yeri terk etmeye başlayan üreticiler önce şehirlere ve sonra başka ülkelere göç etmeye başladılar. Honduras’ta yaşanan her şeyden önce bir insanlık krizi. Bizim belki ironik olarak kahvemizin fiyatındaki yükselişiyle farkına varacağımız bir kriz. Ancak küresel ısınmanın sonuçlarını aslında biz de çoktan yaşamaya başladık. Sadece zamanın sırtında elimizde kahve ile vakit geçirirken daha görünür felaketlerin gelmesini bekliyoruz.
