heykel aile pencere

Gerçeğin yapı taşı olarak kurmaca karakterler

Alberto Manguel’in Efsanevi Yaratıklar isimli kitabı, otuz yedi karakter üzerinden kurmaca karakterin gerçeği nasıl şekillendirdiğine ışık tutuyor

“Okurlar, kurmacayla yaratılan hayallerin bizim gerçek diye adlandırdığımız dünyayı yarattığını her zaman bilirler.”

Arjantinli Yazar Alberto Manguel, Efsanevi Yaratıklar isimli kitabının önsözünde kuruyor bu cümleyi. Biyolojik bilgiler, veriler bir yana hepimizin kurmaca hayaletlerin de çocukları olduğumuzu anlatıyor. Edebiyatın, yazının o büyük mirasından bahsediyor. Yapı Kredi Yayınları‘ndan çıkan Efsanevi Yaratıklar, Alberto Manguel’in bu büyük mirasa saygı duruşu niteliğinde. Yazarın kendi çizimlerini de ekleyerek geçmişten bugüne 37 kurmaca karaktere dair yazılarından oluşan kitap, bu yazılarla karakterlere ve kurmacanın gücüne daha derinlikli bir bakış yapmamızı sağlıyor. Türkiye’den Karagöz ve Hacivat da kitaba dahil! Bugünden geçmişe, en gerilere bakarak büyük bir mirası, bir yazarın gözlüğüyle okumaya benziyor kitabın yaşattığı deneyim. Her köşede bir kurmaca karakter… Aralarındaki noktaları birleştirdiğimizde kültürün inşasında ne kadar çok yer kapladıklarını görüyoruz.

Dile yerleşen karakterler

Kurmaca karakterler, sıradan bir insana göre çok daha uzun ömürlere sahip olurlar. Gılgamış Don Kişot, Alice… nesiller boyu yaşayan ölümsüzlere dönüşürler. Birçok sohbetin içinde yer alır, çayın, kahvenin, şarap bardağının bir köşesinde durup konuya dahil olurlar. Edebiyatın yanı sıra dini metinler de birçok hikaye içerir ve her insan öyle ya da böyle bu hikayelerden kendine inanışlar, anlamlar, değerler üretir. Sabrımız Eyüp’ten destek alır, merakımız Alice’ten, isyanımız belki Yunus’tan! Öyle yerleşiklerdir ki, birçoğunun hikayesini tam bilmesek de karakterleri duymuşuzdur. Su gibi, ekmek gibi dile yerleşen kurmaca karakterler vardır. Efsanevi Yaratıklar ile hem bu karakterlere yeniden bakıyor hem de yazarın dikkatini çeken, birçok kültürden bilmediğimiz karakterleri de öğrenmiş oluyoruz.

Ülkeler ve karakterler arasındaki ilişki

Efsanevi Yaratıklar’ın bir yerinde Manguel, kurmaca karakterlerin nasıl ülkelerine benzeyebildiğini anlatmaya başlıyor. Dona Emilia başlıklı bölümde “Ülkeler belki de çocuk kitaplarındaki en sevilen karakterlerle tanımlanabilir” diye yazıyor Manguel. Bu bölüm ve devamındaki bölümlerde karakterleri ülkelerinin yapılarıyla ilişkilendirirken yalnızca görünene de bakmıyor yazar. Her karakteri aydınlık yanının yanı sıra gölgede kalan yanıyla ya da yanındaki karakterle tamamlar. Örneğin İsviçre örneğini Heidi ve dedesiyle: “Eğer Heidi dışa dönük, iyileştiri figürse, aksi, en sonunda kurtuluşa kavuşmuş olan dede kimdir peki?” Dede İsviçre’nin kirpi gibi içine kapanık ama saldırmaya hazır yanıdır. Şöyle diyor Manguel: İsviçreliler yedi yüzyıldır, en iyi savunmanın saldırmamak ama şarkı mırıltılarının geçtiği boğazına kadar sessizce silahlanmak olduğu fikrindeler… İşgal durumunda tek bir parmak hareketiyle patlatmak üzere bütün stratejik tünelleri ve köprüleri kablolarla donatarak ülkelerini kocaman bir patlayıcı çöplüğüne çevirdiler.” Manguel, bu ikili bakışı üst üste birkaç karaktere uyguluyor. Alın size tez konusu!

Birer birer ışıklar yanıyor

Geriye dönüp bakarken siyasi tarihe bakmak sık yapılan bir tercihtir. Düz bir çizgide, yılları işaretleyerek yapabildiğimiz bir okuma sağlar tarih. Yine de okuduğumuz tarihin ne kadar gerçek olduğunu bilmek hiç kolay değil. Andre Malraux’nun Umut’u birçok tarih kitabından daha fazla oradalık hissettirir. Edebiyat, birçoklarının sandığından daha güçlü bir alandır. Efsanevi Yaratıklar, alternatif bir tarih okuması gibi. Kitapla birlikte, geçmişten bugüne gelen, bir kez var olduktan sonra söz bütünüyle yakılmadığı sürece ölümsüzlüğe erişen ve dahası bizi biz yapan, kültürle birlikte o kültürün ürünü bizleri de şekillendiren karakterlere farklı pencerelerden bakıyoruz. Kitabı okurken bir sayfalar boyunca bir sanal müzede gezer gibi ilerliyorsunuz. Her karakterin bulunduğu bölümde oranın ışığı yanıyor ve anlatıcı kendi dşüncelerini anlatıyor. Karakteri tanımasanız bile bu yazının başında alıntıladığımız ilk cümlenin etkisini hissediyorsunuz. Hikayelerin gerçeğin yapı taşları olduğunu… Bu yüzden sizin de odalarınızda birer birer ışıklar yanıp, karakterler ve temsil ettikleri görünür hale geliyor.

Efsanevi Yaratıklar
Alberto Manguel
Çev: Lale Akalın
Yapı Kredi Yayınları, 2019
185 Sayfa
Habersiz kalmayın
Bütenimize abone olun