Dizi tanıtımı: The Gifted

İlk beş bölümü itibariyle olumlu sinyaller veren The Gifted, X-Men ailesinin ortadan kayboduğu bir dönemde sürek avına tabi tutulan mutantları konu ediniyor

Gün geçmiyor ki bir süper kahraman dizisi daha ortaya çıkmasın. İyi olsun kötü olsun, ucundan açıp bakmadıklarımızın sayısı da bir hayli az. Nihayetinde süper kahraman dediğimiz şey bir metafor-karakter gibi ve her birinin nasıl işlendiğini görmek ilgi çekici bir deneyim. Bu kez karşımızda çoklu bir süper kahraman dizisi var. Hatta eğer isimsiz ya da fazla meşhur olmamış mutantları süper kahramandan saymazsanız bu isimlendirmeye de gerek yok. X-Men evrenini konu alan ve yeni mutantları karşımıza çıkaran The Gifted, beş bölümü geride bırakırken en azından geçer not almayı başarıyor.

Dünya tersine dönünce

The Gifted’ın ilk bölümünde sıradan bir hayat yaşayan bir ailenin çocuklarının mutant olduklarını görüyour. İki çocuktan büyük olan Lauren, mutant olduğunu önceden keşfetmiş, Andy ise başına gelen bir olayla durumu fark ediyor. Bu iki kardeşin babası ise mutantlarla ilgili davalar yürütmüş bir savcı. Yani zor perdeden bir rol üstlenen, arada kalmalar yaşayan bir baba var ortada. Strucker ailesi, dizi boyunca ana eksende yer alıyorlar. Bir anlamda mutanlar ile insanlar arasındaki bağlantı noktaları onlar. Lauren ve Andy, mutant oldukları açığa çıktıktan sonra dünya tersine dönüyor ve güvenli, konforlu hayat geride kalırken mutantların gizli dünyaları onların da dünyaları oluyor.

Sürek avı

Bildiğimiz X-Men ailesinin ortadan kaybolduğu bir dönemi anlatan dizide mutantlar yeraltında gizli merkezlerde yaşıyorlar. Güvenlik birimlerinin sürek avı yürüttüğü bir süreç bu. Dizinin açılış sahnesi de bir av sahnesi. Daha önce X-Men Days of the Future Past’te kısa bir rolde karşımıza çıkan ve bu kez başka bir aktrisin canlandırdığı Blink’in polisler tarafından takip edildiğini görüyoruz. Dizide Blink haricinde çizgi roman dünyasından tanıdığımız Thunderbird ve Polaris var. Ancak ikisinin de çok ön planda olan karakterler olmadığını hatırlatalım. Ekibi tamamlayan isimlerden Eclipse ise dizi ile ortaya çıkan yeni bir karakter.

Artılar-eksiler

The Gifted, ilk beş bölümde zaman zaman agresifleşen havası ile bize olumlu sinyaller verdi. Dizi, kahramanlarımızın kendilerini zora soktukları sahnelerde heyecanı yüksek tutmayı başarıyor. Özellikle Polaris’in etkileyici bir karaktere dönüşme ihtimali yüksek. Oyuncu seçimlerinin de (özellikle yeraltındaki mutant ekibinin) oldukça başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Aksiyon sahnelerinin lafı dolandırmadan olaya giren bir tavrı var. En büyük soru işareti ise, senaristlerin diziyi uzun vadede yükseltebilecekleri bir planları olup olmadığının anlaşılmaması. Yani dizi nereye gidecek, kestirmesi zor. Sürekli bir takip hikayesinde kalınmaz ve hikayeye yeni boyutlar eklenirse The Gifted, daha çok ilgi çekebilir. Senaristlere de biraz cesaret gerekiyor.

İzlemeli mi?

The Gifted, bize biraz Agents of S.H.I.E.L.D.’ın keyifli olduğu dönemleri hatırlattı. Birçok çöp dizi arasında kendine ait bir yer edinecektir iye düşünüyoruz. Dizi, sıkılmadan izlenen, temposu yüksek, konuyu merak da ettiren bir dizi ama senaristlerin bir planı var mı onu da gerçekten bilemiyoruz. Bu da diziye her an sönüp dağılıverebilecek bir dizi havası veriyor. Eğer,ortada uzun vadeli bir plan varsa The Gifted, çok keyifli bir diziye dönüşebilir. Başarılı karakterleri sayesinde alışkanlık da yapabilir. Tam tersi, “Biz bir başlatalım, popüleritesine göre bakarız” denilmişse, takip sahneleri de kısa sürede rutinleşir ve seyircinin ilgisini çekmez olur. Şu an için geçer not verdiğimiz The Gifted, şu haliyle “sevmek istediğimiz dizi” konumunda. Süper bir kurgu içermeyen ama izleyiciyi de sıkmayan, hatta karakterleri sayesinde sevebildiğiniz bir dizi. Yüksek bir beklentisi olmayanların keyifli vakit geçirebilecekleri bir yapım var karşımızda.

 

Habersiz kalmayın
Bütenimize abone olun