Bir denizaltı bilimkurgusu olan Dept.H, Denizler Altında Yirmi Bin Fersah, Moby Dick gibi eserlerin havasıı çizgi romana taşıyor
Çizgi roman dünyası karışık, kolay öğrnilmeyen, birçok köşesini süper kahramanların tuttuğu bir dünya. İçine girdikçe ne kadar zengin bir içerik ile karşı karşıya olduğunu her gün yeniden öğreniyorsunuz. Yine de işin süper kahraman kısmına bulaşmadan bir yerden çizgi romana başlamak isteyenler için onlarca çizgi roman tavsiye edilebilir. Sandman, Fables, Lucifer, Preacher, Saga, Pretty Deadly, Monstress ilk anda aklıma gelenler. Dept.H’ı belki bu listelerin başına eklemem ama yine de bir yerine iliştiririm. Şu ana kadar beş sayısı yayınlanan Dept.H, net karar verecek done barındırmıyor. Çünkü henüz yazarın nereye varacağını ya da bize ne söyleyeceğini bilmiyorum ama farklı bir tat verdiği kesin. Dark Horse Comics etiketiyle yayınlanan, Matt Kindt’in kaleme aldığı, Sharlene Kindt’in çizimlerini yaptığı Dept.H, bir ucu uzaya bir ucu denizler altına giden bir bilimkurgu hikayesi. Dept.H, deniz altında bilimsel araştırma yürüten bir üssün adı. Her sayısının başında çizgi romanda yer alan öğelere dair bir bilgi sayfası bulunuyor. Örneğin bir sayıda deniz altında giyilen kostümü tanıtırken, bir başka sayıda yine deniz altında karşılaşacağımız bir canlıya dair bilgi veriliyor. Peki hikaye ne anlatıyor, şimdi buraya geçelim…
Herkes cinayet şüphelisi
Dept.H’ın hikayesi bir cinayet ile başlıyor. Baş karaktermiz Mia’nın tüm bilimsel çalışmaları yürüten babası Hari, deniz altında bir kaza sonucu hayatını kaybetmiştir. Ancak Mia, bu kazanın bir cinayet olduğundan şüphelenmektedir. Kendisini uzay çalışmaları yönünde geliştirmiş oılan Mia, kardeşi Raj’ın da çalıştığı Dept.H’a gitmeye karar verir. Orada çalışan herkes, aslında yıllardır tanıdıkları, arkadaş oldukları kişilerdir ve şimdi Mia, bu kişileri birer cinayet şüphelisi olarak görmektedir. Bir yandan deniz altındaki koşullara uyum sağlamaya çalışan Mia, bir yandan da babasının katilini ya da onun ölümüne sebep olan şeyi bulmaya çalışır.
Düşsel varlıklar büyü katıyor
Dept.H’ı etkili kılan şey, bu cinayet hikayesi değil. Her şeyden önce yarattığı atmosfer. Bir denizaltı bilimkurgusu ile karşılaşmayalı ne kadar oldu gerçekten? Denizler altını keşfedip bitirdik ve tamamen uzaya yöneldik sanki. Dept.h’ın yazarı Matt Kindt, esinlendiği eserler arasında 1970’erin GI. Joes’sunu, Jules Verne’in Denizler Altında Yirmi Bin Fesah’ını, Moby Dick’i, Sherlok Holmes’u, Ten Ten’i ve Jacques Cousteau’yu sayıyor. Bir zamanlar hepimizi heyecanlandıran, bugün ise çoğu kenara atılmış ve yeniden keşfedilmeyi ekleyen eserler bunlar. Dept.H da bize bu eserlerin verdiği o klasik tadı yeniden hatırlatıyor. Dept.H’ın dünyasında denizler altında hala keşfedilmemiş, gizemli canlılar var. Hatta Baba Hari ve arkadaşları uzayda br şey bulamayınca denizler altına yöneliyor. Biz de ilk beş sayı itibariyle bunların üçü ile karşılaşıyoruz. Gerçekten çok güzel resmedilen bu varlıklar sayılar ilerledikçe bizim de merakımızı artırıyor. Bir çizgi romanda keşfedilecek varlıklardan daha güzel ne olabilir? Her biri bir düşsel varlık olan bu canlılar, sayılar ilerledikçe hikayenin içinde de önemli bir yer edinebilir. Takip edip göreceğiz. Sharlene Kindt’in resimlemeleri de bu klasik atmosfere muazzam bir uyum ve katkı sağlıyor. Hikayeyi okurken, kendinizi denizler altında hissedebiliyorsunuz. Kulaklarınızda uğultu, üzerinizde basınç…
Sade ve etkili
Serinin bir diğer başarılı olduğu nokta da yazımı ve kurgusu. Küçük öğelerle bir hikayeyi nasıl bezeyebileceğimizin canlı bir göstergesi gibi Dept.H. Serinin dördüncü sayısında papağanlı hikayenin nasıl yazıldığını ve kurgulandığına dikkat edin. Belki baba karakteri fazla iyi resmedilmiş ama diğer karakterler üzerlerindeki dumanlı havalarıyla hikayenin gizemini canlı tutuyorlar. Çizgi roman takip listenize farklı bir çalışmayı da eklemek isterseniz Dept.H’a mutlaka bir göz atmanızı öneririz.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.